ŞENYÜREK’ten 1 MAYIS MESAJI: “YA ADALET YA SEFALET!”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Giresun İl Başkanı Dr. Gökhan ŞENYÜREK, 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü için yayımladığı mesajında;  ŞENYÜREK’in mesajında şu ifadelere yer verildi; “Bugün Türkiye’de asgari ücret açlık sınırının altına itilmiş, emekli maaşı sadaka düzeyine düşürülmüş, işçiler kölelik düzenine mahkûm edilmiştir. İktidar eliyle yaratılan bu ekonomik enkaz, milyonlarca insanı geçim sıkıntısına, borç batağına ve umutsuzluğa sürüklemiştir. Ekonomik krizin sorumlusu olanlar saraylarda saltanat sürerken, pazar filesini dolduramayan anneleri, her ay kirasını denkleştirmeye çalışan işçileri, çocuklarına süt alamayan babaları görmezden gelmekte, faturayı halka kesmektedir. Sendikal hakları baskı altına alan iktidar, grev hakkını fiilen yok saymaktadır. Gençler, güvenceli bir iş umuduyla değil, yurtdışına çıkma hayaliyle yaşamaktadır. Kadınlar en çok sömürülen, en çok yok sayılan emek gücü olmaya devam etmektedir. Tarımda üretici, sanayide işçi, hizmette emekçi her alanda kan kaybederken, Giresun’da fındık üreticisi alın terinin karşılığını alamamaktadır. Mevsimlik işçiler insanlık dışı koşullarda çalıştırılmakta, sağlık ve eğitim emekçileri görmezden gelinmektedir. Bugün 1 Mayıs’ta emeğin onurunu savunurken bir diğer vahim tablo ise çocuk emeğinin meşrulaştırılmasıdır. MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi) adı altında binlerce çocuk, erken yaşta ucuz iş gücüne dönüştürülmektedir. Bu sistem, çocukları okul sıralarından alıp atölyelere, fabrikalara yönlendirmekte; çocuk işçiliğini yasal zemine oturtmaktadır. MESEM uygulamalarıyla çocuklar “staj” adı altında ağır iş koşullarına maruz bırakılırken yüzlerce çocuk yaralanmakta, çok sayıda can kaybı yaşanmaktadır. Öte yandan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre, 2013-2024 yılları arasında en az 742 çocuk işçi çalışırken yaşamını yitirdi. 2024 yılı ise şimdiye kadar en fazla çocuk işçi ölümünün yaşandığı yıl oldu. Tek Adam Rejiminin 19 Mart 2025 tarihinde halkın iradesine vurduğu darbe, ülkemizin demokrasi tarihine bir utanç vesikası olarak geçmiştir. Görevde olduğu süre boyunca halktan aldığı güç ve destekle İstanbul’a hizmet eden Ekrem İmamoğlu’na ve çalışma arkadaşlarına yönelik bu operasyon, yalnızca bir yerel yöneticiye değil, milyonlarca İstanbullunun iradesine yönelik bir müdahaledir. Gerekçesi kamuoyuna tatmin edici şekilde açıklanmayan, hukukî temeli tartışmalı olan bu adımlar, Türkiye’de demokrasinin geldiği tehlikeli noktayı bir kez daha gözler önüne sermiştir. Unutulmamalıdır ki, halkın sandıkta gösterdiği iradeyi masa başında, gözdağıyla ya da siyasi operasyonlarla bastırmaya çalışmak, sadece bireyleri değil, toplumsal barışı ve kurumlara olan güveni de hedef almaktadır. Gazeteciler başta olmak üzere, baskı, sansür ve hukuksuzlukla susturulmaya çalışılan tüm emekçilerin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Bizler, emeği yücelten, adaleti temel alan, halktan yana bir düzenin kurulması için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bu ülkenin zenginliği bir avuç yandaşın değil, alın teriyle çalışan milyonların hakkıdır. Halktan kopuk, liyakatsiz kadroların yarattığı yoksulluğa, eşitsizliğe ve adaletsizliğe boyun eğmeyeceğiz. İçerisinde bulunduğumuz süreçte 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü özel bir anlam taşımaktadır. Bu yılki 1 Mayıs, yalnızca emekçilerin hak ve özgürlüklerinin savunulduğu bir gün olmanın ötesinde, 19 Mart sivil darbe girişimine karşı “Ya Adalet Ya Sefalet” talebinin yükseltileceği bir mücadele günü olacaktır. Emeğin, alın terinin ve dayanışmanın simgesi olan 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, tüm emekçi kardeşlerimizin bayramını yürekten kutluyorum.”