“Hakimiyet” kavramı; “hakim olmak, hüküm koymak, karar vermek, sahip olmak, kontrolü elde tutmak ve yönetmek, yargılamak manalarına gelmektedir. Hakimiyet ile egemenlik kelimeleri anlam olarak bir birlerine çok yakındırlar. Tarih boyunca..
“Hakimiyet” kavramı; “hakim olmak, hüküm koymak, karar vermek, sahip olmak, kontrolü elde tutmak ve yönetmek, yargılamak manalarına gelmektedir. Hakimiyet ile egemenlik kelimeleri anlam olarak bir birlerine çok yakındırlar. Tarih boyunca bu iki kavram önemli ve sert tartışmalara konu olmuş, özellikle de Müslümanları fazla meşgul etmiştir. Hakimiyet veya egemenlik Allah’a mı aittir, yoksa millete mi aittir, kapsamındaki münazaralar bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hep olacaktır.
Ülkeleri ve insanları idare eden iktidarlar, idareciler, yöneticiler elbette ki, zamana ve zemine göre, ihtiyaçlar gereği kanunlar, hükümler, tüzükler, yönetmelikler vs. mevzuat koymak ve bunları uygulamak zorundadırlar. Böyle olmazsa hayatın anlamı olmaz, düzen ve intizam sağlanamaz, anarşi ve kaos olur, dünya zindana döner.Bu açıdan bakıldığında “Hakimiyet Milletindir” söyleminin cüz’i, kısmen, bir nebze ve bir şarta bağlı kalmak kaydıyla doğru olduğu söylenebilir. Ki, o şart, söz konusu mevzuatın İlâhî Hükümlere muhalif olmaması gerekir. Eğer mevzuatta muhalefet meydana gelirse inanan insanlar için, itikadî açıdan telafisi mümkün olmayan sıkıntılar oluşur.
İnsanlar başta olmak üzere canlı-cansız bütün mahlûkatı yaratan, yaşatan, yöneten Allah’tır. Bu bakımdan mahlûkatın durumunu,nelere muhtaç olduğunu, nelerin onların yararına veya zararına olacağını en iyi bilen elbette ki yaratandır, Rabbimizdir. Allah, insanları yaratmış, imtihan gereği dünyaya göndermiş, huzur ve kurtuluşun reçetesi,hayat rehberi İlâhî kitapları indirmiş, gönderdiği Peygamberler de uygulamalı olarak nasıl yaşamaları gerektiğini insanlara öğretmiştir. Dolayısıyla Kutsal Kitaplarda insan hayatına yön vermesi, dizayn etmesi gereken emir ve yasaklar açık-seçik belirtilmiştir. Bu açıdan bakıldığında da “külli olarak” “Hakimiyet Allah’ındır” gerçeği karşımıza çıkmaktadır.
Konu ile ilgili olarak, Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’deki bazı Ayet-i Celile’lerin mealleri: “Yoksa onlar, (İslam öncesi) cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar? İyi anlayan inanmış bir kavim için hükümranlığı Allah’tan daha güzel kim olabilir? (Mâide, 50). İşte bu kitap; onda asla şüphe yoktur. O, günahtan sakınanlar için bir rehberdir”(Bakara, 1-2) . “…Allah müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak peygamberleri göndermiştir. Anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında hüküm vermesi için Kitabı bir amaç doğrultusunda indirmiştir..” (Bakara ,213)” “Rabbinizden size indirilene uyun; O’nu bırakıp da başka önderlerin ardından gitmeyin” (Araf ,3) . “O gökten yere her işi düzenleyip yönetir.”(Secde, 5) ” Âyetlerimizi (hükümsüz bırakmak) boşa çıkarmak için çaba harcayanlara ise, en kötüsünden elem verici bir azap vardır.”(Sebe , 5) “Ey peygamber! Allah’a itaatsizlikten sakın, açık ve gizli inkârcıların sözünü dinleme, Allah her şeyi bilmekte ve hikmetle yönetmektedir.Rabbinden sana vahyedilene uy. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Ahzap,1-2). “Allah ve Rasûlü bir meselede kesin ve bağlayıcı bir hüküm verdiği zaman, mü’min erkek veya mü’min kadının, kendileriyle alakalı o meselede başka bir tercihte bulunma hakkı yoktur. Kim Allah ve Rasûlü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.”(Ahzap, 36) “De ki: Onların orada, ne kadar kaldığını en iyi Allah bilir. Göklerin ve yerin gizli gerçekleri, yalnızca O’nun elindedir. O ne eşsiz bir görücü, ne eşsiz bir işiticidir. Göklerde ve yerde olanların, O’ndan başka bir koruyucusu ve yöneticisi yoktur. Ve O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.”(Kehf, 26) “Göklerin ve yeryüzünün yönetimi, Allah’a özgüdür. Çünkü Allah, her şeye Gücü Yetendir.”(Âl-i İmran,189). “Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir; bilendir. Eğer yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, onlar seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar yalnız zanlarına göre hareket eder ve sadece asılsız tahminlerle yalan söylerler.” (Enam,115-116). ” Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık”(Enam,38). “…De ki: Onu kendiliğimden değiştiremem. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. ..”(Yunus,15) “De ki: İşte bu, benim yolumdur. Allah’a çağırıyorum; ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah yücedir! Ben asla ortak koşanlardan değilim.”(Yusuf,108). “Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir konuda hüküm vermek Allah’a aittir…”(Şur, 10). ” Rasûlüm! Şimdi de seni, bütün peygamberlerin insanlığa tebliğ ettikleri bu dinde yeni bir şeriat, mükemmel bir hukuk düzeni ile görevlendirdik. Öyleyse sen de ona uy; gerçeği bilmeyenlerin istek ve arzularına uyma!”(Casiye,18). “Allah, hakimlarin hakimi değil midir”(Tin,8). “Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp, bilmektedir.” (Mülk,14) “…Allah, en adil hüküm veren, (her şeyi) hakkıyla bilendir….Her şeyi hikmetle idare eden ancak Allah’tır.” (Sebe,26-27). “Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye, sana kitabı bir amaç için indirdik; o halde, ihanet edenlere taraf olma!.”(Nisa,105). “Hüküm yalnızca Allah’ındır… İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.”(Yusuf,40). “Bilin ki, yaratma ve kanun koyma Allah’a aittir.”(A’raf, 54). “İşte bunlar Allah’ın kanunlarıdır. Onları bozmayın, Allah’ın sınırlarını aşanlar(kanunlarını bozanlar) zalimlerdir”(Bakara ,229). “Şüphesiz Allah’a ve Rasulü’ne karşı kanun koymaya kalkanlar daha öncekilerin çarpıldığı gibi çarpılırlar….”(Mücadele, 5) Yazımızı bir Hadis-i Şerif meali ile bitirelim; Efendimiz, buyuruyorlar ki, “Ümmetimle ilgili en çok korktuğum şey, Allah’a ortak koşmalarıdır. Dikkat edin, ben size ‘onlar ay’a, güneş’e veya puta tapacaklar’ demiyorum. Fakat onlar,(hakimiyeti fertlerde veya cemiyetlerde görecekler) Allah’tan başkasının emirlerine ve arzularına göre iş yapacaklar.” Mesele bu kadar açık ve bu kadar nettir. Tabii ki, iman edenler için. Şimdi kararı siz verin; “Hakimiyet Kimindir?”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)