Köşe Yazısı

FİLİSTİN’DE VAHŞET VAR

7 Ekim 2023 tarihinden beri Filistin’de Direniş grubu Hamas ile siyonist İsrail güçleri arasında çok şiddetli çatışmalar devam ediyor. Tüm dünyanın şaşkın bakışları arasında süregelen savaşta 20 Kasım 2023 tarihi..

FİLİSTİN’DE VAHŞET VAR

7 Ekim 2023 tarihinden beri Filistin’de Direniş grubu Hamas ile siyonist İsrail güçleri arasında çok şiddetli çatışmalar devam ediyor. Tüm dünyanın şaşkın bakışları arasında süregelen savaşta 20 Kasım 2023 tarihi itibarı ile 5.500’ü bebek ve çocuk, 3.500’ü kadın olmak üzere 13.000 Filistin’linin şehit edildiği, 6.500 kişinin ise kayıp olduğu bilinmektedir.

İnsanların yaşadığı dünyada zaman zaman savaşların olması doğaldır. Ne var ki, savaşların da hukuki ve ahlakî kuralları olması gerekir ve vardır. Uluslar arası hukuk kurallarına göre savaşlarda çocukların, kadınların, yaşlıların, hastaların, silahsız ve savunmasız sivillerin hedef alınması yasaktır. Hastaneler, okullar, ibadethaneler sığınmacı kampları dokunulmazdır, korunmuştur. Bunlara ilaveten İslâm Hukukuna göre hayvanlar, ekinler, ağaçlar, evlerine veya ibadethanelere sığınanlar, aman dileyenler masumdur, korunmuşlardır.

Tüm bu kurallara rağmen Terör Devleti İsrail Dünyanın gözleri önünde tarihin en acımasız, en kanlı, en şiddetli saldırıları ile Filistin’de adeta savaş yapmıyor, bir soy kırım uyguluyor, insanlık vahşet sınırlarını da zorlayan hadiselere şahit oluyor.

Biz biliyoruz ki, 1. dünya savaşı Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması için, 2. dünya savaşı Filistin toprakları üzerinde İsrail devletinin kurulması için çıkartılmıştır. 3. dünya savaşı da Büyük İsrail Devletinin kurulması için yapılacaktır. Bunlar bilinen şeyler ama bir de madalyonun görünmeyen yüzü vardır, bunu da herkesin bilmesi gerekir.

Hamas-İsrail savaşı başlar başlamaz Ehl-i Küfür İsrail’e destek olmak için adeta sıraya girdiler, üst üste demeçler, destek mesajları havada uçuşmaya başladı. Bu olayda bizim açımızdan yadırganacak bir durum yoktur. Zira biz bilir ve inanırız ki, Küfür tek illettir, tıynetlerinin gereğini yaptılar. Anlaşılması güç olan ise bu savaş ve vahşet karşısında sözde İslâm dünyasının liderlerinin sessizliğe bürünmeleridir.

Para ile imanın kimde olduğu bilinmez şeklinde bir deyi vardır. Şimdilerde bunlara vicdan denilen olguyu da eklemek gerekir. Zira, dünya halkları dinlisi ile dinsizi ile adeta ayağa kalktı, İsrail’in uyguladığı soy kırıma ve vahşete karşı isyan bayrağını burçlara çekmeye başladı. Demek ki para ve iman ile beraber Vicdanın kimde olduğu da bilinmez imiş. Hâl böyle iken İslâm toplumlarının Liderleri oturdukları koltuklara Siyonizmin desteği ile geldiklerinden savaşı adeta seyrediyorlar, idare ettikleri insanların isyanını önlemek için sadece kınıyorlar, tekrar kınıyorlar, çok sert kınıyorlar.

Emin olunuz ki, İsrail Müslüman ülkelerin liderlerinden destek almasa asla böyle bir savaşa cesaret edemezler. Bu soy kırımı durdurmak için Müslüman ülkelerin bizatihi olaya müdahil olmalarına, savaşa girmelerine gerek yoktur. Hava sahalarını kapatmaları, ticarî, siyasî, iktisadî ilişkileri kesmeleri Terör devleti İsrail’i durdurmaya yeter de artar bile. Netenyahu onlara lisan-ı hâl ile ” oturduğunuz koltukları kaybetmek istemiyorsanız siz bu işe karışmayın” dedi, onlarda karışmıyorlar, sadece beyanat veriyorlar, kınıyorlar o kadar.

Kanaatim odur ki, yakın zamanda Müslüman halklar baskı ve yasaklara rağmen vicdanlarının sesini duyacaklar ve üzerlerine düşenleri bihakkın yapacaklar,direnişe destek olacaklardır.

Bu arada bir avuç Kassam Tugayı mensubu direnişçi Müslüman İsrail’in içlerine kadar ilerlemişler, düşmanın askerlerini yatak odalarından alarak esir etmişler, çok ünlü savunma sistemlerini aşabilmişler ve Terör devletinin karizmasını fena çizmişlerdir. Düşman dünyaya rezil olmuştur, dünyanın her tarafında Filistin bayrakları dalgalanmaktadır. Umarım bu savaş büyümez, ama büyürse de Biiznillahi Teala Filistin direnişçilerinin zaferi, İsrail’in hezimeti ve mağlubiyeti ile neticelenir.

Eğer savaş büyür, bölgesel veya daha geniş çaplı bir yayılma sürecine girerse bölgede İslâm Âleminde ve dünyada hiç bir şey eskisi gibi olmayabilir. Müslüman toplumların başına çökmüş olan despot, zalim, satılmış, diktatör idareciler yer ile yeksan olabilirler. Nitekim sabrın da bir sınırı vardır, bu sınırların zorlandığına dair emareler mevcuttur.

Dileğimiz ve umudumuz odur ki, bu savaş bir an önce son bulsun, 75 yıldır işkence gören, toprakları işgal edilmiş olan, mağdur ve mazlum Filistin halkı özgürlüğüne kavuşsun; zalim ve katil İsrail’in baskıları işkenceleri bertaraf edilsin. Selam ve dua ile…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL