Köşe Yazısı

DİN KİME İNDİ

DİN KİME İNDİ Din üzerinde program yapıp, dini bilgiler üzerinden para kazanan herkese karşıyım. Hele, sorulan sorulara cevap verirken, bana göre diyerek yorum yapanlar var ya! Dinin sana, bana göresi..

DİN KİME İNDİ

DİN KİME İNDİ
Din üzerinde program yapıp, dini bilgiler üzerinden para kazanan herkese karşıyım.
Hele, sorulan sorulara cevap verirken, bana göre diyerek yorum yapanlar var ya!
Dinin sana, bana göresi olur mu? kardeşim.
Dinin tek kaynağı kitabımız Kuran’ı Kerim’dir.
Ne sana, ne bana, tüm kainata, tüm insanlığa Rehber olarak, fazilet olarak gönderildi.
Bu konuyu Allah, kitabımız Kur’anı Kerim de şöyle buyurur.
” Ey Muhammed, biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik. ”
Yani İslam dini, bir kanun değil, bir yaşayış şeklidir.
İnsanlara vicdani ve ahlaki bütün değerlere sahip çıkarak adaletli ve eşit yaşamayı öğretir.
Bunun için Kur’anı Kerim’ in ilk ayeti oku ile başlar.
İslam’ın ve imanın bütün şartlarına anlam katan tek şey Kuran’ı anlayarak ve düşünerek okumaktır.
Çünkü, Kuran’ı okumak ve anlamak en büyük ibadettir.
Peygamberimiz Medine de bir sohbet ortamında otururken, dostlarından Abdullah Mesud’ a, bana Kuran oku demiş.
Abdullah şaşırmış.” Ya Resûlallah, Kuran size indirilmişken, ben mi size okuyayım “diyebilmiş.
Peygamberimiz ben Kuran’ı dinlemeyi çok seviyorum demiş.
Abdullah, Nisâ suresinin yaratılışı hatırlatan, yetime saygıyı tavsiye eden, miras paylaşımını konu alan ayetlerini okumuş.
” Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hali nice olacak” ayetine geldiğinde Peygamberimizin gözlerinden yaşlar süzülmüş.
Yani Kuran insanlara düşünüp, öğüt almak, yol göstermek için indirilmiştir.
Kimseye güzel okumak, toplumsal statü ve çıkar sağlamak için indirilmemiştir.
Türkler Müslüman olalı aradan 1273 yıl geçti. Biz halen tam olarak anlayamadık Kuran’ı.
Allah, insanlara melekleri bile şaşırtacak şekilde düşünme, bilme ve anlama kapasitesi vermiştir.
Çünkü dağların, taşların almadığı sorumluluğu insan kendi özgür iradesi ile üstlenmiştir.
Fakat ne olduysa, günümüzde insan kendi özgür iradesini bıraktı. Hep başkalarının yönlendirmesi ile hareket ediyor.
Kendisine Rehber olarak indirilen Kuran’ı okumuyor, anlamadan dinliyor.
Halbuki peygamberimizi bile dinlerken ağlatan şey, okuyan kişinin ahenkli okuması değildir.
Allah’ın kendisine yüklediği bireysel yükümlülük ve sorumluluklardır.
Günümüzde bazı yorumlara bakıyorum, Yüce Allah’ın insana yüklediği sorumlulukları bazı münafık insanlar kendi kişisel çıkarları için birbirine yüklüyor.
Halbuki kur’an hiç bir toplumu, hiç kimseyi bulunduğu makama, sıfata göre ayırmamıştır.
Zamanı gelince gücünü, görevini kötüye kullanan herkes Allah’a hesap verecektir.
Bize düşen görev, Allah’ın bize verdiği emaneti, çevreyi ve doğayı korumak, gelecek nesillere bu emaneti en doğru şekilde taşımaktır.
Bunun için Allah , Kur’anı anlayarak ve düşünerek okumak en büyük ibadettir demiş.
Yoksa bir münafık çıkar, hiç bir ayeti bilmeden, okumadan, anlamadan,
Tüm insanlığı, tüm insanları birbirine düşman yapar.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL