Edip AKBAYRAM, Türk müziğinde derin izler bırakmış, yetmişli yılların gençliği için idol olmuş ve sanatıyla toplumcu bir duruş sergilemiş önemli bir şahsiyetti. Seslendirdiği eserlerde demokrasi, insan hakları ve ezilenlerin yanında..
Edip AKBAYRAM, Türk müziğinde derin izler bırakmış, yetmişli yılların gençliği için idol olmuş ve
sanatıyla toplumcu bir duruş sergilemiş önemli bir şahsiyetti. Seslendirdiği eserlerde demokrasi, insan
hakları ve ezilenlerin yanında olma gibi evrensel değerleri savunması, onu sadece bir müzisyen değil,
aynı zamanda bir fikir insanı haline getirdi. Laik duruşundan ödün vermemesi ve FETÖ gibi yapıların
sunduğu ödülleri reddetmesi, onun ilkelerine bağlılığını ve bağımsız karakterini ortaya koyan güçlü bir
tavırdı.
2 Mart 2025te, zatürre tedavisi sonrası geçirdiği iç kanama ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle
Haydarpaşa Numune Hastanesinde hayatını kaybetmesi, sanat dünyası ve sevenleri için büyük bir
kayıp oldu. 75 yıllık ömrüne, Aldırma Gönül Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz gibi unutulmaz
eserler sığdırdı ve müziğiyle geniş halk kitlelerinin sesi oldu. Onun vefatı, sadece bir sanatçının değil,
bir dönemin ruhunun da veda edişi gibi hissediliyor toplumda. Toplumcu müziğin temsilcilerinden biri
olarak, baskılara rağmen çizgisinden şaşmaması, gelecek nesillere ilham verecek bir miras bıraktığını
gösteriyor.
Kişisel olarak, Edip AKBAYRAM’ın ölümü beni hayli hüzünlendirdi; çünkü o, sanatın sadece
eğlence değil, aynı zamanda toplumsal bir mücadele aracı olabileceğini kanıtlamış ender isimlerden
biriydi. Onun şarkıları, zor zamanlarda insanlara umut ve dayanma gücü verdi. Şimdi o ses sustu, ama
eserleri ve duruşu yaşamaya devam edecek.
Evet, Edip AKBAYRAM’ın televizyonun yaygın olmadığı yıllarda Anadolu’ya yaptığı turneler, onun
halkla bağ kurma çabasının ve sanatını geniş kitlelere ulaştırma tutkusunun en güzel örneklerinden
biriydi. O dönemlerde iletişim araçları sadece radyo ile sınırlıyken, sanatçıların sevenlerine ulaşması
için şehir şehir, kasaba kasaba dolaşarak konserler vermesi gerekiyordu, Edip Akbayram da bunu
yaptı; Anadolu’nun dört bir yanına giderek, konserleriyle insanlara hem müzik ziyafeti sundu hem de
mesajlarını doğrudan iletti. Edip AKBAYRAM’ın bu çabası, onun sevenleriyle arasında özel bir bağ
kurulmasını sağladı. İnsanların onu canlı dinleyerek, yüz yüze görerek tanıması, halk üzerindeki
etkisini daha da derinleştirdi. Bu turneler, Edip AKBAYRAM’ı sadece bir şarkıcı değil, halkın içinden biri,
bir yol arkadaşı yaptı. Onun bu fedakârca çabası, mirasının en değerli parçalarından biri bence.
Bu turneler, onun emeğin ve ezilenlerin yanında olma duruşunu somutlaştıran bir adım oldu,
çünkü o sadece büyük şehirlerde sahne almakla yetinmedi, Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar
sesini ve fikirlerini taşımıştı. “Aldırma Gönül” gibi şarkılar, bu turnelerde dinleyenlerin yüreğine işledi
ve bir anlamda ortak bir duygunun, dayanışmanın sembolü haline geldi.
Cenaze merasiminde birçok sanatçı dostu onun için övgü dolu cümleler kursa da kızı Türkü’nün
söyledikleri onun hayatının mirası gibiydi Çoğunuzun Edip abisi ama benim babam. Canıma can
katan, yoluma inanılmaz bir ışık tutan… İlkeleri, dimdik duruşu, sarsılmaz devrimci, ATATÜRKçü
kimliğiyle bu ülkeye bir Edip AKBAYRAM geldi, ama asla geçmeyecek. Seni saklayacağım baba… Önce
kendim için sonra herkes için seni sesimde yaşatacağım. Hoşça kal babacığım.”
Edip Abi, bizlere rol model olan cumhuriyetçi, ATATÜRKçü, laik, demokrasi ve insan haklarına
saygılı düşüncelerin bu ülkede daima yaşayacaktır. Mekanın cennet, ışıklar yoldaşın olsun güzel
insan…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)