Karı, koca 80 bin lira maaş alan bir ailenin bile geçinemiyoruz dediği günümüzde, yaklaşık 15 bin lira maaş alan emekliler sessiz sedasız yaşamaya çalışıyorlardı. Devlet, bir destek olsun, bir gün..
Karı, koca 80 bin lira maaş alan bir ailenin bile geçinemiyoruz dediği günümüzde, yaklaşık 15 bin lira maaş alan emekliler sessiz sedasız yaşamaya çalışıyorlardı.
Devlet, bir destek olsun, bir gün de olsa, yüzleri gülsün diye, 4 bin lira bayram ikramiyesi verince hemen gözleri açıldı; 14 bin versen olmaz mı?
Aslında muhalefetin gazına geliyorlar.
Devlet iyi has, öldürmez fakat süründürür misali, 14 bin 500 lira maaş veriyor,
Muhalefet hemen gaz veriyor; bu maaş kabul edilemez.
Devlet, hesapta olmayan 4 bin lira bayram harçlığı veriyor.
Muhalefet hemen gaz veriyor; 4 bin lira kabul edilemez 14 bin lira olmalı.
İcraatta hiç bir şey yok! körler, sağırlar birbirini ağırlar hesabı herkes bir şeyler diyor, sonra yiyip içip, birbirine davet verip geziyor.
Memleketin yüzde yirmisi göçmen olmuş.
Bu memleketin kurtarıcısı, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleriyiz diyen teğmenler ordudan ihraç edilmiş,
Özel hastanelere sadece giriş 1500 tl.
Asgari ücretli, ailesi ile bir iftar yemeğine çıkamaz olmuş
Sen, devletin verdiği 4 bin lira beleş parayı beğenmiyorsun.
Peki devlet olmasa ne olacak.
Mesela eski sağlık bakanı Fahrettin Koca’ya;
Emeklinin durumu ne olacak? diye sormuşlar.
Adam şaşırmış! Kim bu emekli!
Özel hastaneye gelmez.
Uludağ’ın yolunu bilmez.
Tatile gitmez.
Nereden tanısın emekliyi.
Çok zor soru ! diyor.
Belki de içinden; biz bunları pandemi döneminde eve hapsettiydik, kim saldı bunları dışarı diyor.
Pandemi demişken aklıma geldi, Amerika Covid-19 salgınının baş mimarı olan, Dünya sağlık örgütü üyeliğinden çıktı.
Kanada , Covid-19 döneminde vurulan aşıların ölüm oranını artırdığını kabul etti.
Bizim muhalefet ne yapmıştı o dönem; Bir aşıyı vuramadınız! Biz olsak herkesi çoktan aşılardık demişti.
Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ, memlekette ki göçmen ve kaçak göçmen sayılarının tehlikeli boyuta geldiğini her fırsatta dile getiriyordu!
Bizim muhalefetin ağzında bu konuda tek laf yok.
Neymiş Atatürk’ün askerleriyiz diyen teğmenler ordudan ihraç edilmiş.
Niye edilmiş peki?
Sırf bir siyasi parti adı altında seçildi diye, sokaktaki adamı;
Bu vatanın, bu bayrağın, bu milletin koruyucusu olan, bu yolda canım sana feda diyen Atatürk’ün askerlerinden üstün tutan ilk teklifi kim verdi?
2012 yılında, Türk silahlı kuvvetlerinin, Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamak ibaresi geçen iç hizmet kanunun 35. maddesinin değişimi, CHP genel başkanı ve kurmayları sayesinde olmuştu.
Değişe, değişe, bugün, Atatürk’ün askerleriyiz diyen teğmenleri ihraç edecek duruma geldi.
Suçlu kim?
Kurtarıcı kim?
Dilara Gönder’i tanırmısınız bilmiyorum.
Hani 11 ili kapsayan ve binlerce insanımızı kaybettiğimiz deprem sonrası
Bu bize ders olsun diyen bilir kişiye, bu kaçıncı ders diye, insanlık dersi verince, işten atılan sohow TV. ana haber spikeri.
İster sağcı olsun, İster solcu, İster futbolcu.
İnsan olanı kimse sevmiyor.
Şimdi de, ” Başımıza ne geldiyse, muhalif gibi görünüp aslında sisteme hizmet eden sahtekarlardan geldi” diyor.
Aslında şairin dediği gibi;
Lafa gelince üç günlük dünya dedik.
Sonra en sevdiklerimizi,
üç kuruşa değiştik.
Lafa gelince yaratılanı Yaratan’dan dolayı çok sevdik.
Sonra da Allah yarattı demedik.
Birbirimize üç günlük dünyayı dar ettik.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)